Kimin, neden,
niçin savaşı başlatması benim dikkatimi “haklı mı, haksız mı?” sorusunun
cevabını düşünmeme hiç bir zaman neden olmamıştır. Ve sanırım bundan sonra da
olamaz. O savaşın içinde günahsız, masum çocuklar katlediliyorsa...
Bir savaşın
içinde günahları olmadan çocuklar ölüyorsa savaş nedenin ne olursa olsun
HAKSIZSIN! Bunu savaşın acısının, vahşetinin ne olduğunu bilmeyenler anlayamaz
sanırım.
Benim ülkem
de savaş gördü. Hem de en kötüsünü. 26 şubat 1992 senesinde karın yeri-göyü
bürüdüğü bir günde Azerbaycanın Hocalı kentinde ermeniler katliam
törettiler. Bu katliam Ermenistanın
ve 366 Motorize Piyade Alayının
desteğindeki ermeni güçleri tarafından gerçekleştirilmişdir. İnsan Hakları
İzleme Örgütü Hocalı katliamını Dağlık Karabağın işgalinden bu yana gerçekleşen
en kapsamlı sivil katliamı olarak nitelendirmiştir.Ve bu katliamda 100e yakın
çocuk öldürüldü. Hem de hiç bir suçları yokken. Hem de bu mermilerin,
mayınların neden atıldığını, neden patladıldığını bilmeden. Hem de bu savaşın
niçinini, nedenini bilmeden. Evet.. onlar katl edildi.
Son günler
yine dünya “çocuk kanı” tadmaya heveslenmiş sanırım. Haberleri inceliyordum
farklı sitelerde. Yine savaşın çocuklarının resimlerini gördüm..Yine katl
edilmiş çocukların fotolarına bakıyordu gözlerim... Sanki bir ses duyuyordum “
Bizim suçumuz neydi..?” Evet..sahiden onların suçu neydi, sayın savaş
büyükleri??!! Onlar hiç sebebini bilmedikleri bir savaşın kurbanları oluyorlar.
Ve ne yazık ki, bu gün o günahsız masumların ölümüne neden olan insanlar ve bu
vahşete seyirci kalan bir dünya var.
Bir çocuk
resmi gördüm elinde ekmek yerken mermi bulmuş onu. O küçücük masum elindeki
yarım kalan ekmeğiyle gözlerini kapamış bu dünyaya. Fotoya heyecansız bakmak
mümkün değildi. Kalbin taş olması gerekiyordu bunun için. İnsan resime bakırken
bile kalbi acıyordu. Aklıma bir soru geldi: “Bu çocuğun bu hale düşmesine neden
olan, ona mermiyi tuşlayanın yüreğini bırak da vicdanı kayıplara mı
karışmışdı?” Düşünüyorum da keşke insan
olmasaydım...dünyanın “Çocuk ölümüne neden olan silah tetiğine tuşlanan hiç bir
parmak affedilmeyecek!” diye yazan bir kanunu olsaydım...
Belki de
kendinize göre haklı nedenleriniz var bu çocukların öldürülmesinde (ki, bu
nedenle bile haklı olamazsınız) : o
çocuklar düşman ülkenin çocuğu ve yarının potensiyel askeri, komutanı ve her
neyse neyi. Ama bakın..Onları yarın savaş meydanında bekleyin.. Şimdi
“beklemeyin” yazamam. Bu kadar kana susamış birilerinin beklememesini düşünmem
akılsızlık olur. Ama yine de yarın bekleyin onları ve savaş meydanında
bekleyin. Onlar yarının askeri, komutanı, generali, orgenerali.. neyi.. neyi...
neyi... ola bilir. AMA BU GÜNÜN ÇOCUKLARI ONLAR! Bu günün masumları, suçsuzları. Bu gün
savaşın ne olduğunu bile bilemezler...
Bir güzel
cümle okumuşdum Facebookda: “Çocuklar diyorum, bayım..onlar masum...Sizin kirli
hesaplarınızın, ateşli silahlarınızın esiri olmamalılar...”
Bu yazıyı
uzattıkca uzata bilirim. Ama keşke bir yararı dokunsa diyorum.. Keşke..her
çocuk ölümüne yazılan bir yazının ardından bir mermi o çocuklara tuşlanmaktan
vaz geçse.. ve hiç bir çocuğun elindeki ekmeği yarım kalmasa...
P.S. Türkiyenin "Hür" Gazetesi için yazılmışdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder