Bir şehir var
uzaklarda..ismi Şuşa..güzeller güzeli...yaralı ceylan gibi..Uzaklarda
diyorum..Evet, 8 mayıs 1992 senesinden artık bize çok uzaklarda o şehir...Annesi
Azerbaycana düşmen tarafından boylanıb bakıyor, ellerini uzatıyor, masumca bir
çocuk gibi göz yaşlarını döküyor.
Azerbaycan
halkı binlerce yıl içinde sayısız tarih
ve kültür abideleriyle dünya medeniyyetini zenginleştirmiştir.
Ama
Azerbaycanın jeo-stratejik mevkii ve zengin doğal servetleri devamlı yabancı
ulusların bu toprağa göz dikmesine, ona sahip çıkmak isteğine sebep olmuşdur.
Ve sırf zengin kültüründen, medeniyyetinden, doğal servetlerinden dolayı hep
Azerbaycan zaman–zaman silahlı çatışmalar ocağına çevrilmiştir. Şuşa da o
çatışmalardan birinin kurbanı olmuşdur.
Hakkında söz açtığımız şehrimiz Azerbaycanın Karabağ bölgesinde bir
kale şehridir. 1750-51 yıllarında bağımsız Karabağ Hanlığının banisi Penah Ali
Han Cavanşir tarafından kurulmuştur. Kentin ilk adı Penah Ali Hanın şerefine
Penahabad adlandırılmıştır.
1763-1806
yıllarında Penah Ali Hanın oğlu İbrahim
Halil Hanın zamanında, kentin çevresinde yerleşen Şuşakent köyü ile ilgili Penahabad adı Şuşa olarak değiştirilmişdir.
Ve o dönemde İbrahim Halil Han Şuşayı başkent gibi genişletip, şehrin savunma
kabiliyyetini güclendirmiştir.
Şuşa
Azerbaycan kültürünün, edebiyyatının ve müziğinin en önemli ve en güzel
merkezlerinden biri olmuştur.
“Kafkasyanın Konservatuarı” diye bilinen Şuşa
Azerbaycan kültürünün gelişmesinde hizmetleri olan büyük sanatkarlar yetişdirmiştir.
Cabbar Karyağdıoğlu, Kurban Pirimov, Bülbül, Seyid Şuşinski, Han Şuşinski,
Reşit Behbudov, Üzeyir Hacıbeyov, Niyazi, Fikret Emirov, Süleyman Eleskerov
gibi büyük üstadlarımız da Azerbaycanın
Şuşa toprağının yetişdirdikleridir.
Şuşa
şehrindeki abidelerin de büyük tarihi ve
kültürel önemi olmuşdur. Şuşada sadece
resmi kayıtlara geçen 170 mimarlık abidesi ve 160 sanat abidesi olmuştur.
8 mayıs 1992
senesinde bu güzel şehrimiz Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından işğal
altına alınmış ve dağıtılmışdır.
Ermeni işgali
neticesinde diger Azerbaycan arazilerinde olduğu gibi bu şehirde de bir çok
müze dağıtılmış, sergilenen eserler talan edilerek Ermenistana götürülmüşdür.
Bu müzelerde Azerbaycan halkının tarihi ve medeniyyeti ile ilgili kıymetli
eşyalar, resim, müzik, heykeltraşlık eserleri, dünyaca ünlü Azerbaycan
halıları, numizmatik materyallar, tarihi senetler olmuşdur.
Şuşanın
işgali sırasında 200 şehit verilirken, 150 kişi yaralanmış, 552 çocuk öksüz
kalmış, yaklaşık 22 bin kişi mülteci durumuna düşmüştür.
200 tarihi
abide, 2 dinlenme tesisi, ünlülerin ev müzeleri, 70 yataklık turizm tesisi,
1200 yataklı yatılı okul dağıtılmıştır. Şuşa bu gün de halen Ermenistanın
işgali altındadır.
Evet, bu gün
Azerbaycanın 20 % toprakları ermeni işgalindedir. Ermeniler bu işgalle birtek
Azerbaycana degil , tüm dünyaya karşı saygısız olduklarını bir daha belirtmiş
oluyorlar. Kanıtlaya biliriz. Ermeniler BMT Güvenlik Konseyi Tarafından
Ermenistanın Azerbaycanın işgal ettigi topraklardan geri çekilmesi hakkında 4
kararı bile kaç yıldır görmezden gelirler.
Ve bu
saygısızlığın sonucu olarak bu gün Azerbaycanın diğer toprakları ve sıralarına Şuşa da dahil olmakla ermeni
işgalinde kan aglıyor.
Uzaklarda bir
şehir var.. Yaralı... boynu bükük.. İsmi Şuşa...Kendisi Azerbaycan şehri..
Şimdilik o şehir uzaklarda.. Ama topraklarımızı işgal eden və bu gün də
işgallerinde tutanlar unutmasınlar Sayın
CumhurBaşkanımız İlham Aliyevin söylediği gibi: “Biz savaş olmasını
istemiyoruz. Hiç kimse savaş istemiyor. Fakat biz bu durumu hiç bir zaman kabul
etmeyeceğiz. Ermenistan bizim sabrımızın
sınırsız olmadığını anlamalıdır.”
P.S. Türkiyenin "Hür" Gazetesi için yazılmış ve ilk defa o gazetede yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder