21 Aralık 2012 Cuma

Yalanla…





Facebookda dolaşırken sayfaların birinde güzel bir cümle paylaşılmışdı : “Beni doğrularınla acıt, ama yalanlarınla rahatlatma.” Çok güzel cümleydi. Bilmem belki de kimlerese güzel gelmiye bilir. Ama son günler pek çok Oskarlık yalancılarla karşılaşıyorum diye benim yüregimden oldu bu cümle.

“Bir insan neden yalan söyler?” sorusu takıldı aklıma. Sahi, bir insan neden yalan söyler? Bilen varmı. Şimdi sorsam her kesin dilinden nerdeyse ezber yapdığımız bir cevabı duyacağımdan kesin eminim : “ Hayatındakı önemli bir şeyi kayb etmekten korktugu için çoğu kez yalan söyler insanlar”.
Gerçekten böylemi ? Sanmıyorum. Peki, o yalanın yalan olduğu ortaya çıkdığında hayatınızdakı o “önemli olan” neyse onu daha büyük bir rezillikle kayb etmek çokmu hoş acaba?
Hiç yalan söylemedim mi? Söyledim. Söylemedim dersem güzel bir yalan söylemiş olurum. Ama hep söylerim. Ben söylediğim yalanları iki günden fazla tutamadım. Gidib itiraf ettim. Şimdi bu satırları yazarken bir kez daha düşündüm. Öyle bir yalanım varmı bir haftadan uzun süren? Hayır olmadı. “Oskarlık yalancı” diyorum ya.. Oskarlık yalan söylediğimde bile hiç bir zaman 2-3 günden fazla sürdürmedim. Ve hiç bir zaman bir insanın hayallerini, dileklerini, isteklerini yıkacak, mahv edecek yalanlar söylemedim, bu rezaletin baş kahramanı olmadım. Ve olmayı nasib etmesin de Allahım.
Yalan bazılarının hayatında büyük ya da küçük bir yer kapladığı halde bazılarının hayatının ta kendisidir. “Yalan söylemeyin” deme gibi bir hükmüm olduğunu düşünmüyorum ,  sanmıyorum. Sadece “insanların hayatını mahv edecek yalanlar söylemeyin” deme gibi hukukum varmı- yokmu bilmem, olsa ne yazar, olmasa ne yazar, ben yine söylerim. Bir insanı sevmiyorsanız ona  her adımbaşında söz ettiğiniz “vicdanınız” kadar yalan kelimeler söylemeyin, onu yarına umutlandırmayın, onun hayallerini kendi elinizle dikib kendi elinizle başına yıkmayın.. olurmu...?
Bir insan için yapa bileceğiniz bir şey yoksa onu boşuna ümitlendirmeyin. “Yapamam” söyleyin. Boşuna umut verib, sonra o umutları yıkmakdansa hiç umut vermeyin, umutsuz bırakın baştan. İnsan dibe vurduğunda, hiç bir umudu kalmadığında yüze kalkmak için kendi kendine en büyük yardımçı ola bilir. Sizin  söyleyeceğiniz dışı güzel, içi boş kırık-dökük yalanlarınıza kimsenin ihtiyacı yok.
Nedeniniz ne olursa olsun en zor durumda bile acı gerçeği tercih edib, dışı şeker, içi zehir yalanlardan uzak kalmamız, yalansız bir dünyaya ufacık bir adım bile olsa atmamız dileğimle sevgiyle kalın.
Siz bu yazıyı okuyan counter şanslı kişiden birisiniz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder