Facebookda dolaşırken sayfaların birinde
güzel bir cümle paylaşılmışdı : “Beni
doğrularınla acıt, ama yalanlarınla rahatlatma.” Çok güzel cümleydi. Bilmem
belki de kimlerese güzel gelmiye bilir. Ama son günler pek çok Oskarlık
yalancılarla karşılaşıyorum diye benim yüregimden oldu bu cümle.
“Bir insan neden yalan söyler?” sorusu takıldı aklıma. Sahi, bir insan neden yalan söyler? Bilen varmı. Şimdi sorsam her kesin dilinden nerdeyse ezber yapdığımız bir cevabı duyacağımdan kesin eminim : “ Hayatındakı önemli bir şeyi kayb etmekten korktugu için çoğu kez yalan söyler insanlar”.
Gerçekten böylemi ?
Sanmıyorum. Peki, o yalanın yalan olduğu ortaya çıkdığında hayatınızdakı o
“önemli olan” neyse onu daha büyük bir rezillikle kayb etmek çokmu hoş acaba?
Hiç yalan
söylemedim mi? Söyledim. Söylemedim dersem güzel bir yalan söylemiş olurum. Ama
hep söylerim. Ben söylediğim yalanları iki günden fazla tutamadım. Gidib itiraf
ettim. Şimdi bu satırları yazarken bir kez daha düşündüm. Öyle bir yalanım
varmı bir haftadan uzun süren? Hayır olmadı. “Oskarlık yalancı” diyorum ya..
Oskarlık yalan söylediğimde bile hiç bir zaman 2-3 günden fazla sürdürmedim. Ve
hiç bir zaman bir insanın hayallerini, dileklerini, isteklerini yıkacak, mahv
edecek yalanlar söylemedim, bu rezaletin baş kahramanı olmadım. Ve olmayı nasib
etmesin de Allahım.
Yalan
bazılarının hayatında büyük ya da küçük bir yer kapladığı halde bazılarının
hayatının ta kendisidir. “Yalan söylemeyin” deme gibi bir hükmüm olduğunu
düşünmüyorum , sanmıyorum. Sadece
“insanların hayatını mahv edecek yalanlar söylemeyin” deme gibi hukukum varmı-
yokmu bilmem, olsa ne yazar, olmasa ne yazar, ben yine söylerim. Bir insanı
sevmiyorsanız ona her adımbaşında söz
ettiğiniz “vicdanınız” kadar yalan kelimeler söylemeyin, onu yarına
umutlandırmayın, onun hayallerini kendi elinizle dikib kendi elinizle başına
yıkmayın.. olurmu...?
Bir insan
için yapa bileceğiniz bir şey yoksa onu boşuna ümitlendirmeyin. “Yapamam”
söyleyin. Boşuna umut verib, sonra o umutları yıkmakdansa hiç umut vermeyin,
umutsuz bırakın baştan. İnsan dibe vurduğunda, hiç bir umudu kalmadığında yüze
kalkmak için kendi kendine en büyük yardımçı ola bilir. Sizin söyleyeceğiniz dışı güzel, içi boş
kırık-dökük yalanlarınıza kimsenin ihtiyacı yok.
Nedeniniz ne
olursa olsun en zor durumda bile acı gerçeği tercih edib, dışı şeker, içi zehir
yalanlardan uzak kalmamız, yalansız bir dünyaya ufacık bir adım bile olsa
atmamız dileğimle sevgiyle kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder