4 Aralık 2012 Salı

Hangisi hayvan?


İşten dönüyordum. Hep geçdiğim sokakdan geçerken sırtında çanta okuldan gelen bir çocugun bir köpek yavrusunu taşladığını gördüm. Çocuk taşı ona attıkca yavru köpek canının acıdığını belirten sesler çıkarıyordur. Çocukda sanki karşısındaki büyük bir düşman gibi sürekli taşlıyordu. Ardından yetişib sırtından tutub kendime taraf  çevirdim çocuğu. Gözlerime bakıyordu. “Noldu, abla?” diye sordu. “Niye taşlıyorsun onu?” diye sordum. Gülümseyerek “Eğlence yapıyorum” dedi. “Öyle eğlenmek mi olur? Sana kim öğretti o eğlenceyi? Nerde öğrettiler?” diye sordum. “Sokağımızdaki köpek küçük kardeşimi ısırmışdı. Babam bize nerde köpek görseniz taşlayın-dedi” diye cevap verdi çocuk. “Ciddimisin sen?” dedim. “Evet, abla” söyleyerek gözlerini yere dikti. “İsmin ne senin?” sordum. “Aydın” söyledi. “Bak, Aydın, dedim, baban o ankı haliyle sinirinden bunu size söylemiş ola bilir, bundan kesin eminim. Sakın ha sakın köpekleri ve hatta hiç bir hayvanı taşlamak, onlara eziyet etmek olmaz. Ayrıca bu yavruya baksana. Küçücük ve zayıf. Seninle işi bile yok. Sen onu taşlamakla ona eziyet ediyorsun, onun canını acıtıyorsun ve bu büyük günah. Biliyormusun, günah ne demek?”dedim. “Evet.. biliyorum.. günah işlersem Allah beni hiç aff etmez” dedi o masum gözleriyle yüzüme bakarak. “Afferin” söyleyib başını okşadım. “Şimdi sakince evine git ve hiç bir zaman hiç bir hayvana eziyet etme. Ayrıca köpekleri taşlama. Sadece kendini koru onlardan. Bunun da başka , daha iyi yolları var. Mesela, ısıran köpek olduğunu zann edersen yolunu değişme gibi ve ya sokakta bir büyük varsa ondan yardım isteme gibi. Tamam mı?”. “Tamam, ablam”. “Hadi güle güle” dedim. Minicik parmaklarıyla el salladı bana gülerek ve az önce taşladığı köpek yavrusuna pişmanlık dolu bakışlarla bakarak gitti. Yol boyu düşünerek geliyordum. Suç o çocukdamı? Değil. Suç sinirinden ne söylediğinin farkına varmayan babada. Çocukların beyninin beyaz ve ter temiz bir kağıt olduğunu ve ne söylenirse hemen hafızalarına kayıt yapdığını unutan o insanda. “Nerde köpek görsen taşla” diye çocuğuna “öğüt” veren o insanda.
Hayvanlara işgence yapan insanlara çok rastladım. İster hayatta, ister izlediğim videolarda, okuduğum yazılarda.
Facebookda bir foto görmüşdüm. Gözleri yaşlı küçücük bir kedinin dilinden böyle yazıyordu : “Hey..insanoğlu.. gözlerime bak.. Babamı tekmeleyerek öldürdünüz. Anneme arabayla çarptınız öldü. Kardeşlerim açlıktan öldü. Ben daha çok küçüğüm. Söylesenize..Sonumuz ne olacak?”. O fotoyu gördüğümde günlerce nereye baksam gözüm önündeydi o yazılar.
Bu gün bu satırları yazdığım anda bile dünyanın bir yerinde birileri hayvanlara zalimce davranmaya devam ediyor ve kesin eminim ki, bundan müthiş zevk alıyor.
Birisine çok sinir olduğumuzda sabrımızın taşdığı o anda bazen dilimize hakim olmadan onun canını acıtmak için “hayvan” deriz, ya da “eşek, köpek, domuz” gibi hayvan isimlerinden birini. Ve söylediğimizde de amacımız o insanın hayvan gibi nasıl desem iğrenç, amansız ne bileyim aşşağılık olduğuna işaret etmemiz oluyor. Ama aslına bakarsak bu gün hayvanlar insan olarak doğanlardan ve insan adı altında yaşayanlardan daha İNSAN. Şimdi sadece arama motorundan “Hayvanlara işgence” yazın. Önünüze çıkan o yazıyı okuyun, o videoyu izleyin, o resime bakın. İşgence eden “insana” ve işgence olunan “hayvana”. Sizce.... HANGİSİ HAYVAN???

P.S. Türkiyenin "Hür" gazetesi için yazılmış ve orda yayınlanmışdır.
Siz bu yazıyı okuyan counter şanslı kişiden birisiniz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder